Eski bir kemanın melankolik sesine açıyorum kefenimi pejmürde ikonaların tavaf ettigi öksüz bir mabedim artık… Biliyorum düşlerimin gitti her yerde yeni bir CEHENNEM yaratılacak… İnsanları göğe çekilmiş kuşatılmış bir kentin sahafcısında Tozlu Kitaplar-Long Playler-Antika Plaklar Arasında sıkışıp kaleminden hüzün damlayan bir şairi bekleyecegim beni alması için… Siyaha neşter vuruldu ve renkler bile kaybetti tılsımını …… ŞŞŞŞŞŞŞ….! Sessiz Oku TANRI Hala Uyuyor Çünkü….! Acılar bile görkemini kaybediyor daha iyi anlıyorum SENİ…. İşte nefretimin yangın yerini dogruluyor şapeller hareler yedi tepe yedi düvel…! Korkularıyla karışık huşu içinde ayin yapıyor göz yaşları gül çoğaltan gül kokulu insanlar ve yanır veriyor İSTANBUL….! ŞŞŞŞŞŞŞŞ….. Ama Hala Uyuyor TANRI…….! Avuçlarıma açık denizler topladım Lodoslar getirdim yüregimden yaşamın gizli anlamını doguruyor intihar nöbetlerindeki BEN…..! Hafifçe gülümsüyorum tebessüm yerlesiyor dudaklarıma mutluluk kendi anlamını yitiriyor acı daha garipleşiyor sol yanım sızlıyor elden düşme bir sonbahar ikindisinde … bütün mevsimlerin buğulandığını görüyorum suskunlugun yanıtını arıyorum arıyorum en acınacak yerlerimde…. Bütün AŞK’lar Taksim artık Bütün AŞK’lar İSTANBUL gözlerimde iz bırakan karabüyülerde fırtınadan arta kalan unutulmuş sevdalar ve yokolusun sancısını çogaltan AŞK’lar kimse tutamaz artık yanlızlıgımı… Bagaran Ağlayan Gülen Haykıran İnsanlar nede Barlar’dan Clup’lerden Meyhane’lerden Yükselen müzik sesleri uyandırmıyor TANRIYI….! Yağmur sevişiyor toprak kokuyor tenim rutubetten veremli duvarlar yıkılıyor üstüme balçık ve kölelerin düşleriyle sıvanmış dalgalar uzanıp içine alıyor beni ve binlerce kez iğfal edilmiş bir kent kovalıyor beni arkandan .. Ahhh İSTANBUL Ahhhhhh…..! Son gülüşümü gönderiyorum hayata ve son defa öpüyorum örselenmiş dudakların bu kenti… Taksimdeki Evimin Camından Bakıyorum Issız Sokağın Sonundaki Metruk bina ilişiyor gözlerime…. çatıdan Biri Seyredir Olan Biteni Tüm Heybetiyle …..! ……………………………………………………………………. Ben Bana Yakışanı yapıyorum Kırıyorum Hüzün ve Acı Damlayan Kalemimi Yazmıyorum Artık Susuyorum Ve Ares’e rica ediyorum Hades’in en kuytu yerındekı Lav’lardan Getirsin bana diye Apollana Yalvarıyorum İda dagının eşsiz granitlerinden bana versin diye Kutu yapıyorum granitlerden içine kalbimi yüregimi koyuyorum kaynatıyorum hades’in o Asi Lav’ları İle …. üzücü kırıcı Bir AŞK hikayesi daha yara veriyor sol yanıma … Gittim Gidiyorum İşte Geldigim Gibi Sessizce….!
↧