Ey gözlerimin neminden düş’en yar Neydi seni ömrüme getiren! Bir kader busesi mi? Bir alın yazısı hikayesi mi? Ellerimin semaya bakan yönüne akarsın Zifiri geceler gözlerini yumarken üstüme bir sözünle, sözümü beyaza çalarsın Ilık yağmurlar öper alnımı bakışlarının deydiği mavilikten yağarsın Sen şehrinde adımlarken kaldırımları ben içimde sana yollar açarım Kalbime girdiğin o an’ı vuslatım bilir ömrümü ömrüne bağlarım. Ey sözlerimin ufkunda gün niyetine doğan yar Neydi seni ömrümde büyüten! Bir sevda güncesi mi? Bir dua iklimi mi? Iyiliğimi iyiklere boğan gönül aşımsın Kopkoyu kokan bir yalnızlıkta başucumda bekleyip korkularımı toplarsın Ne kadar gözyaşı lekesi varsa hüznümde bir yudum tebessümünde rengine boyarsın Sen iki dudağında süzerken kelimeleri Ben bir bir toplarım harfleri Bir güneş sıcağı değer ellerimin acizliğine Özlemini demlerim satırlarımda,sana dökerim şiirimi. Ey ömrüme şifa gibi gelen yar Neydi seni ömrümde ömürsüz eyleyen? Neydi yüreğimin yokluğunda seni var eden? Belki çocukluk sevincime saklanmış bir mutluluk tanesi Belki aşk mey’ine damlamış bir su incisi. Saçlarıma değen rüzgarı, kirpiklerine şahit tutarsın Göz bebeklerinde uyutup kırıklarımı bir ninni buğusuyla yoksulluğumu okşarsın Sen değil misin bütün gitmelerime ‘kal’ diye güller döken bir gün gidecek olsam da uzatıp ellerinin kifayetsiz halini benimle o bilinmeze, gözün kapalı koşarsın. Ey ismini üç hecede dilime ezber ettirdiğim yar! Bunca güzelliğinle sen benim sevda yaşımsın…