İçinizde, kader denen şeye inanabilenleriniz varsa eğer, şimdiden bu yazıyı okumamasını tavsiye ederim. Çünkü ben, kadere inananlardan değilim.
Elimde bir elek, bu ara insan eliyorum. Kalan tortular bizimdir!
Şimdilik biraz fevrî davransam da ileride, “geçmişte doğru kararlar almışım” diyebiliyorum. İlk kez yapmıyorum çünkü.
Yaşam çok garip.. Yaşamak daha bir garip bu denli..
Yaşam dediğiniz şu şeyde, “tükürdüğümü yalamam abi ben” deyip, tükürdüğümüzü yaladığımız çok oluyor. Hadi, itiraf edin!
Boşuna -büyük lokma ye,..- dememişler. Lokmayı ye, otur köşede. El alemin masalına burnunu sokma! değil mi ama ?
2 senede, o kadar çok şey değişti ki; en yakınlarım en uzak, en uzaktakiler en yakınım oldular. Tabii içlerinde değişmeyen istisnalar oldu. Ama ben onları, -kısa günün kârı- diye adlandırmak yerine, ‘iyi insan’ kategorisinde adlandırmak istiyorum. Yaşamım hep bu iyi insanlarla devam etsin diye bu çabam, bu yakarışlarım, bütün bunlar hep bu yüzden işte..
Çok da hayat dolu biri olduğum söylenemez pek. Tamamen kişiliğin, karşındakine verdiğin enerjinle alakalı.
İnsanoğlu bu dünyaya yaşamak için geliyor da, yaşam denen şeyin, aslında düşünüp ve hissetmenin olduğunu neden kavrayamıyor anlamış değilim doğrusu. Hani, her şeyin bir bedeli var öyle değil mi? “Dünyaya gelmenin bir bedeli var.” İşte bu ara, bu bedeli ödeyemeyecek insanlarla aynı havayı solumaktan tüm bu yakıntım.
Hepimiz özgür bir dünya, özgür bir yaşam istiyoruz, iyi güzel de, hangimiz özgürüz? Pardon, kaçınız düşündüğünü büyük bir özgüvenle aksedebiliyor?
Çekinmeyin, düşüncenizi aksedin.. Doğru olan bu elbette.. Ama boş konuşmayın be kardeşim! Daha doğrusu, konuşmak için konuşmayın. Benim derdim bu. Düşünerek konuşun, düşünerek hareket edin. Karşınızdaki her insan, bu saygıyı bekler. En büyük inceliktir, özenle seçilmiş kelimelerle,tüm mütevaziliğini yitirmeden konuşabilmek.. Düşünerek konuşmak, bir san’attır.. Bir beceridir, güzelliktir. Kusursuza doğru hareket etmektir.
Tüm nezaketini, tüm inceliğini, tüm benliğini yitirip; kendi egolarını düşünmeden dile getiren bir toplum..- ki evet, ben de bu toplumun içinde yaşıyorum- Kanıma da bu dokunuyor ya işte!..
İnsanı, insan yapan tek özellik; düşünebilmesi değil midir?
Unutmayın, fikirlerinizi aksederken düşünmeyi.
İyi,güzel,hoş da!
Peki, neden hâlâ düşünmeden konuşan insanımsı varlıklarla aynı havayı soluyorum ben?! Aranızdan birileri, “sen çok mu düşünerek konuşuyorsun ki?” diye çıkıklık yapabilir. Elbette.. Ben bunun eksikliğini yaşadığım için, karşımdakilerden bunu alamadığım için sitem ediyorum. Mümkün olduğundan fazlaca düşünerek konuşuyorum. Gerçi sütten çıkan ak kaşık değilim ama, çok istiyorum, çevremde güzel insanlar olsun istiyorum..Elimde değil.. Bu yüzden bu elekteki tortular..
Dönüp bakıyorum da, kimse üstüne bir şey alınmamış, herkes aynı, bireysellik denen özellik yitmiş. Herkes başkalaşmış..
Yazık.. Böyle çirkin bir gezegene, bir birey de, ben katmak istemiyorum.. Eksik olsun!
Kadin dedigin Tastan… Hayat dedigin Sil Bastan Olmali…: