
Kaç kere söyledim ay ışığına tenini hatırlatıyor diye doğmamasını Sabahlarımı akşamlarıma ezdiren bir yıkkınlıktır, şişeleri bezdiren o aşk saçmalığı. Tüm ustalar gelmiş dem tutar benle iki kadehin sevişmesinde, Herkes içinden bir isim tutmuştu, ben kıyamazken ismine. İki sıvası dökük duvarın cilveleşmeleri olsa gerek, senle olan tüm anılarım. Kuş dilinden okuyan süleymanın kelimeleridir artık konuşmalarım. Ve Beynimin yıllar önce demir attığı kimsesiz bir limanı andırır göz kapakların. Bakmıyorum artık arkama! Çünkü; Dönüşü kıyamete kalmış peygamber mucizesidir, bu limandan gelecek zamanların. Bağışıklık sistemimi ayağından vurup topal bırakan, sensizlik tavsiyesi ilaçlara da sahibim Ama nafiledir; Yan etkisi olan bu ilaçlar hep seni getirir reçetelerde Buda senle restleşmek olsun kadın; Aklına gelirsem o adamların gölgesinde, beni sorumlu tutup ah edersin diline düşürdüğün en acı melodide. Bunuda yan etkisinden çarpılmış aynadaki dostum söyledi Emir kuluyum ben Sadece iletmemi istedi Şimdi; Tüm beynini soyundur gözlerimin önünde,gamzende saklanmış tahrip gücü yüksek mayına aldırmadan..Göğsümün üstüne oturttuğun havadan ağır sistir sanki kan kırmızı dudaklarını benden saklayan,mağman olayım avuçlarında cehennnemi kıskandıracak sapsarı bir har-ı ateş ve sen ol gözlerimde kalan yusuf kuyusu karanlığında ki o mükemmel keşmekeş..