
Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti. Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı. Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor. İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor. ‘Herkes beni sevsin’ diye uğraşınca kimse gerçekten sevmiyor, herkes sevgisine şart koyuyor, sınır koyuyor. Oysa ‘kendime duyduğum sevgi bana yeter’ diye düşününce, kendimizi olduğumuz gibi kabullenince yarım tamamlanıyor. Her şey bir oluyor. İşte o zaman perde aralanıyor. Acı diniyor. İşte o zaman başka `bir`i bir araya gelerek, hesabın kitabın, korkunun kaygının hüküm sürdüğü sahte bir sevgi yerine, gerçek bir sevgi yaratılabiliyor. Sonsuz Sevgilerimle…