
Aşk mı benim içimdeki kelebeklerin sahibi?
Aşk mı her gece uykumu kaçıran?
Aşk mı beni terk eden?
Aşk mı benim içime kezzap döken?
Aşkı bu kadar kirli yapan ne peki?Yine mi aşk?
Hayır aşkı kirleten sensin.Aşkı kirleten senin gibi insanlar.Aşkı kirletenler aşktan medet ummaya çalışanlar.Aşkı kirleten sizsiniz.
Uykumu kaçıran aşk değil,sensin.Beni terk eden,beni üzen,canı mı yakan da sensin..Midemdeki kelebeklerin katili de sensin.Aşkı aşktan başka her şey haline getiren de sensin
Aşktan korkuyorum.Çünkü aşk deyince sen geliyorsun aklıma.Aşk sendin çünkü, aşk bizdik,aşk geleceğimizdi ama aşk senin gidişin,benim ölümüm değildi.
Aşk artık insanların bir şeyleri paylaşıp mutlu olmalarından ki amaçtan saptı.Aşk acı çekmek oldu.Aşk korkmak oldu.Aşk midende ki kelebekleri kendi ellerinle öldürmek oldu.
Ve kelebekler kozalarından çıkmak istemedi.
Aşk öldü.
Olan yine aşkımıza oldu.Yine bana oldu.Aşktan kör oldum ve öldüm.Aşkla kör ettiğin gözlerim göremedi çukuru.İlk adımı ben attım ve çukura düştüm.Çukurun en dibindeyim şimdi.
Sayende içimdeki kelebeklerin yerini, bir fil aldı.Göğüs kafesimde film besliyorum artık.Ağırlık yapıyor.Nefesimi kesiyor.Kalbimi sıkıştırıyor.Beni sanki bir kaosa sürüklüyor.Bana acı çektirmek için elinden geleni yapıyor.Kozasından çıkarmadığım kelebeklerin birleşiminden oluşan bir fil ne kadar hafif olabilir ki?Peki haykırsam,ağlasam kovabilir miyim bu fili?
Öldüm işte hepsi bu.
Merhaba Aşk, biraz otur şöyle Dinle Nelerden bahsedeceğim bak şimdi; Bir kızımız olsun.. Hani şöyle mis gibi koksun, gözleri pasparlak umutlarla dolsun.. Uykumuzu kaçırdığında beraber uyutmaya çalışalım onu.. Uyutayım derken kendin uyu.. Tebessümlerle üzerinizi örtmeye geleyim.. Sabah işe geç kalıp apar topar yolcu edeyim seni.. Akşamları hep farklı farklı birbirinden güzel çikolatalar getirme tel…aşın olsun, Babam ! desin kapı sesini duyunca.. Sen gelince sarılsın omuzlarına, hani benim çikolatam deyince.. Unutmuş gibi yapıp, boynunu büksün.. Dayanamayıp Arkanda gizlediğin çikolatayı o ufacık elleriyle almasını seyredelim.. Ardından bana sarılıp içine çek, kokum yerine kızımızdan bana sinen mis gibi süt kokusunu.. Hani derim ya ilk Anne diyecek diye, Varsın ilk Baba desin senden daha çok sevineyim çaktırmadan.. Sarılalım kızımıza.. Herşeyimiz O olsun.. Hatta bazı anların fotoğraflarını çeksen, Ertesi gün gül gül ölsek.. O minnacık güzelimin tırnaklarını kessem.. Sen yanımda şekilden şekle girsen.. Ben sorsam ne oluyor diye ? Korkuyorum etini kesersin falan diye ’ desen, ben korkma desem.. İğne vakitleri gelse sen tutsan elinden kızımın, Kızım benim sen kos kocamansın güçlüsün desen.. Evet baba deyişiyle korkusuzluğu ona aşılayarak gitsek iğne vurulmaya.. Herkez gülüşünü yanaklarını gözlerini herbirşeyini sana benzetse ve gurur duysam ikinize bakıp.. Ben aynı sana benziyor dediğimde yok sana benziyor desen sarılsak birbirimize.. Bu ikimizin karışımı deyip gülüşler savursak.. Gözlerimiz dolsa mutluluktan ağlasak.. Yürümeye başladığında pantolonundan tutsa ayakta durabilmek için, Gözlerin gülse senin, Hadi anneye yürü dediğinde yürüse bana doğru ufacık pembe çorapları ve Kıpkırmızı eteği ile.. Tıpış tıpış yürürken bana sen bu anı ölümsüzleştirsen ve Gene gece olsa onu alsak aramıza öyle uyusak.. O büyüdükçe bizde büyüsek onunla.. Yeniden çocuk olup, büyüsek Olmaz mı…?