
Gitme eyleminde en uygun taşıt otobüslerdir, cinayet mahalli ise terminaller..Terminaller, ayrılık noktası olur. Yani ayrılacağın yeri biliyorsun ve bunu isteyerek yapıyorsun.. Aldığın bilet, gitmenin en büyük kanıtı. Suç ortağın olur bazen, sen ona göre hareket edersin. Hareket saatine yaklaştıkça bir hüzün kaplar içini, her şeyini geride bırakıp gidersin.Gittiğin yerde anıdan çok bir şey yoktur. Köşeyi dönersin hemen köşe başındaki simitçiyle karşılarsın, ya da orada oturup insanların vereceği parayla bir şeyler almaya çalışan dilenciyi. Acırsın, ama para vermezsin. Acıkırsın ama simit almazsın o an oradan. Öyle bir şeydir yaşamak, gitmek istersin gidemezsin bazen, bu anılar hatıralar seni göndermez önüne engel olarak çıkar. Sürekli gittiğin kafe, takıldığını yerler, yürüdüğünüz yollar sizin hayatınızdır. Üstüne basıp geçtiğiniz yollar sizi çok sever aslında. Canı acır belki ama ses çıkarmaz, çünkü en sevdiğiniz insanla o yolun üstüne basarak geçmişsinizdir, bunu bilir. Mutluluk duyar aslında..Yerin kulağı vardır, duyar bunu işte..Yani her şeyin sizinle anısı vardır gitmenizi istemez. Ama hareket saati yaklaşmıştır. Elinde bir valiz, terminale doğru gidersin yanında kimse yoktur, seni yolcu etmeye gelen. Hani gelebilse, köşebaşındaki simitci, dilenci, yollar, kaldırımlar gelecek seni yolcu etmeye gitmeni istemeselerde, ama sevdiklerinden kimseyi göremezsin. Yapraklarını döken ağaç gibi bir hüzün kaplar içini, canım dediğin yaprakların seni tek tek terkettiğinde. Hareket saatine 5 dakika kalmıştır. ”Muavin aşağıda biletli yolcu kalmasın” diyerek anons geçer, son kez bakarsın etrafa belki birisi gelmiştir. Gideceğimi bilen birisi gelmiştir diye teselli edersin o an. Sadece bakarsın, yoktur, gelmemiştir.. Otobüs hareket eder, kafanı cama yaslarsın boş boş bakarsın, sonra.. Gidersin, sadece gidersin..
çok geliyor içimden, amaa off :)