
Hayat ne garip…Hiç olmayacak zamanda,hiç olmayacak bir insanı öyle bir anda çıkarıyor ki karşına hiç olmayacak şeyler hissediyorsun. O boğazında acıdan düğümlenmiş birikintilerin yerini tatlı bir acı alıyor.
Hayaller kuruyorsun,hayallerde yaşıyorsun..Acılarını paylaşmak,mutluluklarına ortak olmak istiyorsun.
Eski sevgililerini tek tek tanımak istiyorsun. Onların nasıl olduklarını. Hiç öpüşmüşler mi mesela ? Neden ayrılmışlar ? Sevmiş mi ? Onun için ağlamış mı ? Ailesi ile tanışmış mı ? Beraber neler yapmışlar ?
Mesela en çok nerede yaşamak ister . Üniversitede nerede olmak istiyor ? Onun hayallerinde evlenmek var mı ? Kaç çocuk istiyor ? Evimiz ! Evimizin şekli şemali nasıl olsun? Çok ileriyi düşünüyorsun çünkü ona karşı hisleniyorsun.
Acaba sinirli midir ? Hangi müzik tarzını sever ? En sevdiği marka ne ? Sesi güzel midir ?
Her şeyi bir kenara atıyorsun ,bir bakmışsın tüm gün onu düşünüyorsun. Hakkında hiç denilecek kadar az şey bildiğin o insanı unutamıyorsun. Gülüşü ve bakışı içine işlemiştir. Düşündükçe karnın doyar. Midende sıcak sıcak bir şeyler olur. Aptal aptal gülümsersin. En son sana bakışı var ya; binlerce hikaye yazdırır. O sana baktığı an durur dünya hiç bir ses duymazsın. Evet, aynı filmlerdeki gibi olur.
** Evet. İşte yukarıda yazdıklarım tam 60 gün önce düşündüklerimdi. Sana ne kadar teşekkür etsem azdır sevgilim çünkü benim gibi bi aşığın sana karşı düşündüklerini hissettiklerini hiçbir zaman karşılıksız bırakmadın. Seni çok seviyorum bitanem :)