sacmancorman:
tamam kankiler kolye güzel de kız nolcak lan , kaç kilo buu ?!’?!??!?!*1*!?*1*1*!*1
Şarkılar,hatıralar ve vicdan çoğu zaman hiç hesapta yokken ortaya çıkıyordu.Gece oluyordu.Bazıları aklı bulanık dolaşmaya başlıyordu.”Kim yanımızdaysa sevdiğimiz o oluverir.”teorisinide biliyorduk ya,sevdiğimiz karakterlerin birisi şurada ya da burada öldürülecek diye panikleyip kitabı kapatıyor,televizyonu açıyorduk. Kısacası büyük şehirde okumak hataydı.E iyi ama,kaliteli okullar da oradaydı.Demek ki yine devletin kuramına geliyorduk.Devletin lokal olan her şeyi beslemesi lazımdı.Aslında beslememesi de acayip büyük hataydı.Kendi teorilerinin dibine ‘halk’ kazmasını vuruyordu.Bu acayip bir tehlikeydi!Diyeceğim,cumhuriyetin ilk kırk elli yılında herkes kendi yöresinde öğretmen,çiftçi,tüccar,esnaf,öğrenci ve yöneticiydi.Dahası bunlar tek elden yönetiliyordu.Ardından gelen büyük şehir belediyelerinin güçlenmesi olayı,köy enstitülerinin kapatılması,komunizmin ve kapitalizmin ya da sağcı ve solcuların,ötekinin temel değerlerini çalıp kendi bünyesine yedirmeye kalkmaları,bunlar işte her zaman toplumların genlerini mahvetti.Kalkınma planlarının adını değiştirmek ve bu planları iyi yapmak lazımdı.Yol yapmamak lazımdı.Şehir demek kültür sanatın merkezi demek değildi.Nüfusun merkezi demek değildi.Şehir,yönetim ve aklın ustalaşması demekti. En doğrusu belki de şehirleri gizlemekti!