Asanusta

bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, benimle yeniden tanış.

istanbul’daki 3.köprünün adı -gezi’nin topçusu- olsun diyenler ?:)

ağlaya ağlaya döneceğimide bilsem yürümek istediğim yollar var benim

dün ‘eylül gelsin artık’ demiştim ama bence ‘kasım’ gelmeli. yoksa aşkın var olmadığını onun gibi onun kadar hangi ay bu kadar net anlatabilir ki hiç bi zaman kasımda aşk başka olamadı sonuçta dimi aşkın bittiğini söylesin bana artık birileri!

benim bütün rüyalarım seninle her sabah uyanırsın benimle sen beni hatırlarsın şarkılar yazardı dersin..seneler sonra yine benim bütün rüyalarım seninle her sabah uyanırsın benimle sen beni hatırlarsın şarkılar yazardı dersin..aklında öyle kalsın sevenin yolu açık olsun sevgilim biz aşkı aşktan daha çok sevdik sevgilm … ..

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.Burada bahsi geçen yılan sen değilsin…”

Her insanın hemen kulağının arkasında birileri vardır. Fısıldar durur sürekli. Duymak istemediği şeyleri, unutmak istediklerini, canını yakan şeyleri söyler durur. Duymak istemezsin aslında ama işte gecedir vakit. Laptop’un tembel tembel çalışan fanı, kalemin kağıtta gezerken çıkarttığı sesler, arada bir yudum alınan çayın içindeki kaşığın şıngırtısı, bide keyifler yettiyse kısıktan, kibardan bi müzik sesi gelir. Başka ses yoktur hani. Oturunca tek başına odaya; “Güldük eğlendik, hadi bakalım gelelim şimdi asıl meseleye” der ve başlar söylenmeye o fısıltılar. O minicik sesler, gece ilerledikçe duyduğun tek şey olmaya başlar. Uykular, kaybolur gider fısıltılar içinde. Bünye, sus diyemez, belki demez. Bir umut Gün’ü bekler. Doğsun diye. Gece dönünce gün’e Uykusuzluktan mıdır yoksa biraz önce başlamış son hızla akıp giden Yeni Gün’ün gürültüsünden midir bilinmez ama duyulmaz olur fısıltılar. Kapatır laptopu, kaldırır kalemi kağıdı, yıkar gelir çay bardağını, çeker perdesini, geçer yatağa. Şöyle bir bakar camdan başlamış güne. Birşeyler geveler aklından. Sonra dalar gider rahatsız uykulara. Zaman, en sağlam oyununu oynamıştır insana.

Ben düşler ülkesinin gelgit akıllısıyım. Ayrılık hakikaten sonradan koydu bana !! Ne emeğini inkar etmem, Ne hakkını ödemem mümkün. Hakkettiğin içine sinsin..

Bazılarını sözle anlatamazsın Söz aciz kalır onu anlatmaya Bazılarını gözle anlayamazsın Göz aciz kalır onu anlamaya… Bazıları da bu yüzden seni anlayamaz işte Sen değersiz olduğundan değil Değerini bilemediklerinden oysa!…

Bazen aşk gider! … Ama ölüm gelmez bir türlü… Ne yapsanız öfke duyamazsınız, giderken bir kibrit aleviyle ateşe verdiği ömrünün alevleri içinde eriyip giden yüzünüze, silinip giden kokunuza, kül olan yüreğinize dönüp bir kez bile bakmayan o sevdanıza… Anlarsınız aşktır bu, öfkeyi bir türlü yurduna kabul etmeyen… Vefasız bir unutuşa kurban olsa da solup yitmeyen… Hayattan soğutup size ölümü özleten… Ölü bir bedende canlı kalmakta direnen… Anlarsınız aşktır bu…

Elinde blackberry , sırtında burberry , ayağında fred perry , gel berry yar gel berry (=

ßenimLe yaşLansana sen Kitap okur , çay demLer , şiir yazarım sana . Ha bi de , her sabah için şükrederim . Sonra gözLerine bakar ’ amin ’ derim . Amin bugün de gördüm seni . Bugün de güzeL geçecek demekki Ben herkes gibi değil de , Duâ’m gibi severim seni . KaLbimden , gönLümden kopan gizLi sakLı kaLmış sözLer gibi . Kim duâ’sını sevmeden diLer ki ??