Quantcast
Channel: Asanusta
Viewing all 10506 articles
Browse latest View live

Behzat Ç küfür edince dizi, Cem Yılmaz küfür edince komik, Can Yücel küfür edince edebiyat oluyor. Ben küfür edince terbiyesiz oluyorum.

$
0
0

ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek… elini tutmak seni öpmek… sen olmasanda yanımda sen varmıssın gibi seni yasaya bilmek ……. porselen bir tabakta hayalin var yanımda bir nefes olsun burnunda ateşi yansın dudaklarında..

Hamamda-kaybolansa-bunun-esrari


biz o kadar fakirdik ki sabah kalkınca nefes alıp gece yatarken verirdik ,fazla tüketip bitmesin diye

$
0
0

Ölüm Kokuyor Nefesin” diyor dudaklarından rujları taşmış kokana fahişeler hayal kurguları yaratıyor beynimde seksepalligin akustik orgazmına yetiren yapmacık ve iş bilen cilveleriyle usulca kapanıyor gözlerim kalbine intihar süsü vermiş geçkin bir hayata…. Ahhhhhh… Aşk’ın yargısız cinayetlerini anlatıyor tuvaller bütün ressamlar griye boyadılar kendilerini bir duyabilsenizhüznün tarihçesini yazıyor her düşen yaprağa tutunan yitik sesler ….. Göz yaşlarımda biriken uçurtmalrı BABAM siliyor acı ve şarap yüklü sabır simyasıyla … Kırık Tahterevalliler yıpranmış misketler ve seytan uçurtmalrı var kanayan ve dökülen rüyalarımda…. Kelebek tozları değmiş küçücük parmaklarıma oynatarak mavimsi cocukluğuma dönmek isterdim bir büyüyle… Sesler çogalıyor Çıglık oluyor kaybettikçe anlamını günaşırı kırgınlıklar doluşuyor odama aynalar kendi içine dönüyor ve zaman silsilesinin uzanmasız bir anında inzivaya çekilen fenomenler….. Bazen susmak bir haykırıştır diyorum kendime utanç bir teselliyle çünkü sessizlik bir elzemdir bu demde korkumuzun yanagında uyurken TANRI….. Sevişmelerimi sarsılmadan yarıda bıraktıran o lanetli muskanın bakir kızılcıkların kanıyla kirlettigi herhangi bir yataktan kanter içinde uyanıp sağlıga zararlı bakımından YAS(al-uyarı)LI bir sigara yakıyorum nefes nefese…… Bütün düşler (di-li) geçmiş soyut zamanlardır ve yaşamak tedavül vurgunu sevgilerdi artık…. Gölgemin mahmur telvesinde fal bakan rüzğarın hünerli elleri bile dindiremiyor Narsist AŞK’ların içimde bıraktıgı yanlızlıgın FEODAL acısını… Geceden kalma bir Valdepenas kadehi uzatıyorum kendime dışarıda bol kafeinli şiirler düşüyor sokaklara yağmur yerine bir yanıt arıyorum yaşama dair olan… çiylerde yakamozlar yaratırken ve çıngıraklı körler gibi dolaşırken bulvarlarda granir yüzlü melekler çöl istisalıs yıldızlara dudağınkai ıslaklıgı veren BEN hisleri idamlık şeytanların beşiginde büyüyorum şimdi çaresiz mekruhi sevgiler misali YIKILMIŞ….!

Hamamda-kaybolansa-bunun-esrari

Anammmmmmmmm ! Çihooo çiho noliyu bırda ? (Burhan Reyiz) Bu piçin repliklerini oldum olası sevmişimdir.

$
0
0

Eski bir kemanın melankolik sesine açıyorum kefenimi pejmürde ikonaların tavaf ettigi öksüz bir mabedim artık… Biliyorum düşlerimin gitti her yerde yeni bir CEHENNEM yaratılacak… İnsanları göğe çekilmiş kuşatılmış bir kentin sahafcısında Tozlu Kitaplar-Long Playler-Antika Plaklar Arasında sıkışıp kaleminden hüzün damlayan bir şairi bekleyecegim beni alması için… Siyaha neşter vuruldu ve renkler bile kaybetti tılsımını …… ŞŞŞŞŞŞŞ….! Sessiz Oku TANRI Hala Uyuyor Çünkü….! Acılar bile görkemini kaybediyor daha iyi anlıyorum SENİ…. İşte nefretimin yangın yerini dogruluyor şapeller hareler yedi tepe yedi düvel…! Korkularıyla karışık huşu içinde ayin yapıyor göz yaşları gül çoğaltan gül kokulu insanlar ve yanır veriyor İSTANBUL….! ŞŞŞŞŞŞŞŞ….. Ama Hala Uyuyor TANRI…….! Avuçlarıma açık denizler topladım Lodoslar getirdim yüregimden yaşamın gizli anlamını doguruyor intihar nöbetlerindeki BEN…..! Hafifçe gülümsüyorum tebessüm yerlesiyor dudaklarıma mutluluk kendi anlamını yitiriyor acı daha garipleşiyor sol yanım sızlıyor elden düşme bir sonbahar ikindisinde … bütün mevsimlerin buğulandığını görüyorum suskunlugun yanıtını arıyorum arıyorum en acınacak yerlerimde…. Bütün AŞK’lar Taksim artık Bütün AŞK’lar İSTANBUL gözlerimde iz bırakan karabüyülerde fırtınadan arta kalan unutulmuş sevdalar ve yokolusun sancısını çogaltan AŞK’lar kimse tutamaz artık yanlızlıgımı… Bagaran Ağlayan Gülen Haykıran İnsanlar nede Barlar’dan Clup’lerden Meyhane’lerden Yükselen müzik sesleri uyandırmıyor TANRIYI….! Yağmur sevişiyor toprak kokuyor tenim rutubetten veremli duvarlar yıkılıyor üstüme balçık ve kölelerin düşleriyle sıvanmış dalgalar uzanıp içine alıyor beni ve binlerce kez iğfal edilmiş bir kent kovalıyor beni arkandan .. Ahhh İSTANBUL Ahhhhhh…..! Son gülüşümü gönderiyorum hayata ve son defa öpüyorum örselenmiş dudakların bu kenti… Taksimdeki Evimin Camından Bakıyorum Issız Sokağın Sonundaki Metruk bina ilişiyor gözlerime…. çatıdan Biri Seyredir Olan Biteni Tüm Heybetiyle …..! ……………………………………………………………………. Ben Bana Yakışanı yapıyorum Kırıyorum Hüzün ve Acı Damlayan Kalemimi Yazmıyorum Artık Susuyorum Ve Ares’e rica ediyorum Hades’in en kuytu yerındekı Lav’lardan Getirsin bana diye Apollana Yalvarıyorum İda dagının eşsiz granitlerinden bana versin diye Kutu yapıyorum granitlerden içine kalbimi yüregimi koyuyorum kaynatıyorum hades’in o Asi Lav’ları İle …. üzücü kırıcı Bir AŞK hikayesi daha yara veriyor sol yanıma … Gittim Gidiyorum İşte Geldigim Gibi Sessizce….!

Hamamda-kaybolansa-bunun-esrari

Götümü yerinden kaldıramıyorum Demiyolrda Beni Taşıyabilicek bir Erkek istiyorum Diyorlar :S

$
0
0

Bir gökkuşağı gibi açmak isterdim pencerende. Gelecek kuşaklarda aynı suyun tadına varabilmekti belki tek istediğim. Ya da istemediğim. Ama bir yaprak dökmelisin göynümün gölgesine. Yeşile çalar belki, belki eski günlere…

Hamamda-kaybolansa-bunun-esrari

I LOVE NY

sonuna kadar okuyun,yanlışsa yanlış diyin amk....Bence en iyi cevap(smiley içi yapmıyorum sadece bilgilenin diye bok çeşitleri önemlidir)

$
0
0

sisteme boyun eğmek, ya da boyun eğer gibi durmak korkaklık. sevmiyorum,istemiyorum. herkese benimsetmeye çalışılan kurallar,neden varsınız? ya da daha doğru bir soru; kurallara işlerlik kazandırmaya çalışanlar; nereden çıktınız? ister yatarım. istersem içerim. ya da hafif vandallık yaparım-ama sadece hakedenlere. bazen zenginden çalar,fakire değil,ihtiyacı olana veririm. köleleştirilmiş,boynuna yular bağlanmış koyunlardan olmak istemediğim için beni ‘anarşist ‘olarak tanımlayacaksanız eğer; he evet,öyleyim. kadınlığı sadece cinsel organlara sınırlayan… insanlığı,insan olmayı;aybaşında üç kuruş maaş alıp da,sadece bayramlarda-o da adet yerini bulsun diye-‘işte bu sene şu kadar zekat verdik’diyerek aşağılayan.. ses çıkartmak isteyip de ;baskı ve diktayla susturulanları gördükçe,’aman bana ne’deyip çayını yudumlayanlar.. insanlık veya insan olmak;tc kimlik numaranızın olması anlamına gelmiyor maalesef.uyandırayım… hani sizlerden bir kısmı şimdi;’elhamdülillah müslümanım ‘diyor ya. ee hani komşusu açken tok yatan bizden değildi? veya ‘demokrasi sevdalısıyız ‘diyen badem bıyıklı amcalarım; demokrasi kıçınızda mı,hala göremedik?? ps:evet shubitsky bir anarşist ve vandalist.toplum refahını ve düzenini bozucu fiillerinden dolayı tutuklanmasını bizzatihi şahsım arzeder.

Hamamda-kaybolansa-bunun-esrari

Pek bilinmeyen ama çok güzel olan hergangi bir şey ? (parfüm,yemek,eğlence stili,hobi falan her şey olabilir yeaniii)

$
0
0

Nasıl da eğleniyorsunuz merhabalarınız memnun oldumlarınız ağzınıza sığdıramadığınız dişlerinizle kocaman gülümsemeleriniz, “bak canım bu bu canım bu da sana bahsetmiştim ya hani aa evet tabi” li takdimleriniz, dar masaların çevresinde gittikçe genişleyen kalabalıklarınız, onu okudum bunu duydum aldım ama daha okuyamadımlı çok satan kitap listeli sohbetleriniz, rujlarınız, rimelleriniz, kirli sakallarınız, içinize çektiğiniz göbekleriniz, kazağınızın altından eteklerini sarkıttığınız gömlekleriniz, dinledikçe büyüyen göz bebekleriniz, içinizden geçirdikleriniz, tutkularınız, beklentileriniz, kıskançlıklarınız, kurnazlıklarınız ve entrikalarınız ve topuklu ayakkabılarınız ve parça tesirli yalanlarınız, efsanevi iç çatışmalardan sonra geliştirdiğiniz insanseverliğiniz ve hobileriniz ve fobileriniz ve kompleksleriniz, mendil satan çocuklara iğrenik bir şefkatle bakan gözleriniz, çakmaklarınız, tabakalarınız, çantalarınız ve onbeş dakikalık hoşlanmalarınız, Lacan’lı Derrida’lı Althusser’li post-modern sohbetleriniz ve sonra kalkıp bara gitmeleriniz, içkileriniz mezeleriniz ve güzel ülkemiz için üzülmeleriniz ve üzüldükçe birbirinize sokulmalarınız sokulmalarınız sokula sokula kaynaşmalarınız ve sarılmalarınız ve yalpalayarak eve gitmeleriniz ve kusmalarınız ve sevişmeleriniz ve kavgalarınız ve çabucak barışmalarınız ve tekrar sevişmeleriniz ve sonra önce sarılıp sonra sıkılıp sırtınızı birbirinize dönerek uyumalarınızla siz.. Ah canım insanlar sorarım size.. Sizinle biz birbirimizi nasıl anlayabiliriz?

Hamamda-kaybolansa-bunun-esrari

Mutfakta çok hamarat pampişlerim var benim

$
0
0

” Yani sen elmayı seviyorsun diye elmanında seni sevmesi şartmı? ” demiş Nazım Hikmet. “sevdim sevilmedim seveni sevemedim canımdan böyle bezdim aman ” demiş Candan Erçetin. sevdim sevilmediyle başladı herşey sonra onunda beni sevmesi şartmı ile devam etti. güzeldi.tek taraflı bi hayal-di. hayal gibiydi. Üzüntünün nehirlerinden, okyanusların derinliklerine kadar, umutlarımla yolculuk ettim onlarda. Şimdi, geriye dönüş yok. mutluluk herkes için farklıymış bunu gördüm anladım. bazı şeyler için iyi olmak yetmiyormuş. herşey biter herkes unutulur. senin yerinde olsam ufak ufak uzarım durmam. hayalim çok yakında oda şöyle EVLİ MUTLU ÇOCUKLU

Hamamda-kaybolansa-bunun-esrari


Saçlarına dolanmış yıllar alnı buruşuk gözleri rahmet kapıda...

$
0
0


Saçlarına dolanmış yıllar alnı buruşuk gözleri rahmet kapıda adam Yok babam değil olamaz onun kafa tasında boşluğun resmi var Ağzındaki koku yabancı değil bana hiç … Öfke kınında durmaz kılıç bölüyoruz ortadan ruhumuzu Yabancılığın tadından öte yabanlık yatıyor serde Bilmediğimiz öykülerden bahsediyor kadın Masallar anlatırken adam… Aşkın katli vaciptir artık Maşuk tümcenin gizli öznesi İsim tamlanamaz Avutulmaz sızıdır arta kalan… Zaman denilen rahim Peyda ediyor piç bir günü Doğmamış çocukların mavisi meçhul Bekle ey muştulanan bekle ey ahir hazan Dur nefesim vuslata acemi toy yaram… Ayazında günün Yitikliğin beşiğinde Ağlamayı unut Tuttu yine sol kaburgamın ağrısı Doğumundan ziyade ölümlerin Bin asır öncesi bir şairin satırına meftun … Kafdağı uzak Anka kuşu parçalandı döşünden Essalatu hayrun minen nevm Müezzin minareden Sen asırlar öncesinden düştün… Kuruyan saman kağıdına Dinmeyecek olanı ördün… Ne öldüm ne öldün nede öldürüldüm….

Abi anlamıyorum cidden anlamıyorum lan. Yazdıklarınla kullandığın görseller ya da konu başlıklarıyla yazdıkların çok alakasız ama yazdıkların gerçekten ilginç Bu nedir sendeki bu olayı anlamadım ben cidden anlamadım ha

$
0
0

Kargam var benim bitane muhtemelen benle aynı yaşlarda,onu etle balla peynirle beslemiyorum ama yine de benim o. hersabah gelir balkonumdaki söndürdüğüm izmaritleri alır ve gider.kargaların hepsinin birbirinin aynısı olduğunu düşünürdüm onu tanımadan önce ama öyle değilmiş misal şoan yüzbin karga gelse balkonuma konsa ahanda bu benimki derim. sigaramı bile daha özenle söndürüyorum artık izmaritlere fazla zarar vermemeye çalışıyorum. bi karga için bile bunları yapabiliyosam sevgilim için neler yaparım siz düşünün

Sandalyeden düştüm amk uhahahaa

Simdi ben bu yaziyibi takim arkadaslarima sövmek için yaziyorum...

$
0
0


Simdi ben bu yaziyibi takim arkadaslarima sövmek için yaziyorum . ARKADAŞ diyorum israrla. Bacak arasi düskünü arkadaslarim . Beyinlerini aşağıda taşıyan arkadaşlarım . Gülüyorum , gülüyorum .. Salak degilim , karşınızda salağa yatıyorum yalnızca , ne kadar ne  olabileceginizi goreyim diye . Gerginim de biraz regl dönemi olur boyle Ehueheueu banane amk sizden . O değil de mac ne güzeldi lan . KOYDUK MU !!

Yagmur yagarsa bize yagar. Yagmiyorsa da oradadir. Kelimeler...

$
0
0


Yagmur yagarsa bize yagar. Yagmiyorsa da oradadir. Kelimeler gibi. Kelime olandi. Olanlara mi saklandi. Saklanacak birsey var mi. Ne kavramlara aldanildi ne de onlar bize bakti. Bunlar yapanlar tarafindan anlasilmisti. Anlasilmadiysa da anlasilmisti. Yoksa ne yagmur ne de kelime olurdu değilmi arkadaşlar???

ben sana düzenli olarak telefon ediyorum. adlı bir cengaver...

$
0
0


ben sana düzenli olarak telefon ediyorum. adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum. hakiki cinayetler işleniyor görüyorum. isa görüyor, şeyhim görüyor, ben görüyorum. ben sana düzenli olarak telefon ediyorum. yüzyıl şilisinden bir dazz javulcusu inliyor tam arlarımda hiç durmadan kentlimağlup kıyasıya mağrur ve mor bir çocuğum şimdi pişman olmak için birbiriylebağlantılıyüzbinlerceyılım vor. seni sevmem bu savaşı kesintiye uğratmaz ama ordan bakma! bu, werther’in leş kanını gül kılar. birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim otobüsler olacak, tirenler, bütün öldürülmüş cumhuriyet şehirleri saçlarım uzun olacak, bıyıklar, gözlükler, gideceğim çığlıklarla düzülmüştür aşk şiirleri. gideceğim ensk ökümde devlet denen şirk, beb gözüğümde kent gördükçe kırılan gıçlar, ve bir dizeyi haklar gibi terli ellerim bu çağın açısını dik tutacaklar. bana bir öpücük verin yoksa galip döneceğim ufka bir kesin ordum akıverecek elimde çözülecek makina ve cinayet marşlar yazıp halkımla söyleyeceğim yoksa. inanmışım kaybetmek esrarıdır olmanın çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum. ipimden kurtulmuşum kaybediyorum

birleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez tanklar tank olup...

$
0
0


birleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez tanklar tank olup geçiyor üstümüzden helvetius haklı, devlet şaşkın, piyanist kara memleket sana rağmen ket vururken yarama şu çıplak çocuk şu tüyük bürk şairi ben -ve emir “kun” diyor; doğuruluyorum- “bu ülke”den daha bıçkın tamlama bilmiyorum. bana bir öpücük verin yoksa şair öleceğim ikdildar tohmekecek sözüme yoksa ve bir dizenin tan yerini ağartamsıysa ellerini tutarım ki kudurtucudur. bunun için gözlerinin meryem hali sevgilim gözlerinin meryem hali gerçek yurdumdur ki zuhrettiğinde ilk formuyla isa yeniden ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorumdur. ben bu çağdan bir kere de şerefimle geçeceğim lazım gelen gülleri göğsüme gömmüşüm birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim bunu daha çok küçükken bir filmde görmüştüm! ah laikse aşkımız biter elbet bir kışbaharyaz günü gözlerin uçurumlar kaydeder avuçlarıma bir çınar gövdesini bir hamle daha yayar üç içbükey komodin silah çeker vurulur sen gidersin, denklem düşer, ben aşk olduğumu ağlarım bir kelebek konduğu yerde bir mayın olduğunu anlar. ben dünyaya karşı durmak ile meşhurum olma. yokluğun bulunmama larcivert lavlar akıtır. nasıl çekip gitmiş bir şaman çekip gitmiş, bir şaman değilse en çok benim gibi sonsuz bir at hiç koşmuyorken de attır. biliyorum lir sızmıyor şakaklarımdan ve yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da yok annem beni hep çok sevdi, kız gördüm mü ağlıyorum modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum ben sana düzenli olarak telefon ediyorum. mıknatıssız bir pusula olarak


Sanatta öldü aşkta..Sevgi de yok..Sadece sevişmek var..Seninle...

$
0
0


Sanatta öldü aşkta..Sevgi de yok..Sadece sevişmek var..Seninle sevişmek istiyorum bu gece..Hadi..Yıldızların altında yakamozlara karışmak isteyen sen değil miydin?

Zaman, can çekişirken, Akrep yelkovan, arasında; Bir adım öteye...

$
0
0


Zaman, can çekişirken, Akrep yelkovan, arasında; Bir adım öteye gidemezken geceden, Ay, ışığını çekerken sinesine, Yıldızlar çekilirken kuytu karanlıklara, Hüzün, Bakır bir çaydanlıkta demleniyordu, Ve ben, son sigaramdaki dumanları da hapsediyordum içime, Saat on ikiyi beş geçiyordu. Ekmek bıçağında dilimleniyordu ömrüm; Masum, yalınayak çocukluğum; Umudun kıyısından geçmeyen gençliğim, Ulu orta seriliyordu, harami sofrasına, Düş bahçelerim yağmalanıyordu, Her kes payına düşeni alıp giderken. Bütün kimsesizliğimle, Bütün çaresizliğimle, Bütün çıplaklığımla, kalıyordum karanlığın koynunda; Üşüyordum, Tepeden tırnağa buz kesiyordu yalnızlık. Saat on ikiyi beş geçiyordu. Dişlerimle, şafağı sökmek isterken karanlığın göğsünden; Gün ağarıyordu saçlarıma, Tel tel, Raylarımdan çıkıyordum, Vagonlarım kopuyordu bir biri ardına, Savruluyordum, Bir cinayete kurban gidiyordum, Kaza süsü verilmiş, Faili meçhul bir ölüm biçiyordu terzi masasında, Bir tabuta çivileniyordum. Saat on biri beş geçiyordu

cızırtılı radyo durgun masa gök sevinç eylemsizliğin içinde...

$
0
0


cızırtılı radyo durgun masa gök sevinç eylemsizliğin içinde suskun içmeler çiçekler seriyorsun ya önüme bir buğu gibi ceplerimde en anlamlı kelimeler figan feryat sustu odalar halılar desenlerine soyundu en koyusundan aynalar geçiyorsun ya önümden görememenin akıl korkusu birde balkonda sardunyalar düşün ki söz fikrini kavuşturmak için çırpınıyor edep içinde pandoranın kutusu en çok sığmayan harfleri seviyorum melodilerini kendi yaratan kendi ekseninde inceliği azad ediyor imgelerimi fikrimin bencilliği bu duygu tadı ulaşılmaz zaferler handikapı açsam ürperecek biliyorum cızırtılı radyo durgun masa gök sevinç.

bir kentin arka sokaklarından gece yarısı gelen sesler gibi...

$
0
0


bir kentin arka sokaklarından gece yarısı gelen sesler gibi tedirgin ve alabildiğine ürperten bir boşluk senden kalan yalnızlıktan çıldıran insancıkların bile gece düşleri olur ya onlardan da kalmadı bende ellerim mi doğurdu seni? aklım, yüreğim, tenim mi? bir şiirin en güzel kelimesinde bir dolma kalem mürekkebi gibi yayıldın kağıda şimdi ne silip atmak mümkün seni nede vageçmek şiirden elime nasıl bulaşıyorsa görünmez varoluşun nefesin tenimde öyle tutkulu ve gizemli bilmiyorlar seni sevgili kimse anlamayacak bendeki yerini tanımsızsın ve hangi kuyuya bağırsam adını geri döndün hangi otel odalarında terk etsem bana yağmurlarla yine geldin.. bağırdım sinirlendim ve yok etmek istedim seni oysa bilmeyecektim ölmesi gerekenin diğerleri, çoktan ölmüş olan bendim. düşlerin ve gülüşlerin katliamı şimdi bu sebepler ve sonuçlar aranmamalı bir kaç mevsim daha bekleyeceğim git artık bırak bana acını su akmamak üzere ve mühürlendi tüm nehirler kent bir yangına gebe ve camdan hücrelerinde esir kelimeler bir kaç kıyametin ortak paydasıyım şimdi ya araftayım ve görmüyorum yitirilenleri ya da toprağa gömülmüş mürekkebini döktüğün tüm şiirler göknurum,aydı..

Bazen gözlerimi kapatıyorum ve seni görüyorum. Biraz önceki...

Viewing all 10506 articles
Browse latest View live